36 yıldır oturarak uyuyor! Eskişehir’de yaşayan adamın hayali yürek burktu
36 Yıldır Oturarak Uyuyan Muzaffer Işık’ın Zorlu Mücadelesi
Eskişehir’de yaşayan 67 yaşındaki Muzaffer Işık, 36 yıldır amansız bir hastalıkla mücadele ediyor. KOAH hastası olan Işık, yatmak yerine sürekli olarak oturarak uyumak zorunda kalıyor. Uzandığı zaman nefesinin kesildiğini belirten Işık, “Herkes yattıktan sonra gece çocuk gibi ağlıyorum, ‘Allah’ım ben de şöyle yatsam ve bir uyusam’ diye dua ediyorum,” dedi.
Işık, evde koltukta, dışarıda ise sandalye üzerinde uyku ihtiyacını karşılamakta. Bu durum, onu sürekli yorgun ve bitkin bir halde bırakıyor. Ayaklarındaki ve bacaklarındaki bazı damarların tıkalı olması nedeniyle yürümekte de zorluk çekiyor. Belden alt kısmındaki şişlikler, yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürüyor. Sırt üstü yatmayı özlemle hatırlayan Muzaffer Işık, sağlığın ne kadar önemli olduğunu bu süreçte çok iyi anladığını ifade etti. Her gün Allah’a, sırt üstü yatabileceği günlerin gelmesi için dua ediyor.
“Refakatçin Yoksa Bir Anda Gidersin, Kurtuluşun Yok”
Işık, neden koltukta oturarak uyuduğunu şöyle açıklıyor: “Ben 36 yıldır yatak yüzü görmüyorum. Doktor bana, ‘Uyurken yanında refakatçi olacak. Nefesin kesildiği zaman uyandırması lazım. Eğer refakatçin yoksa bir anda gidersin, kurtuluşun yok’ dedi. Ben sandalyenin üzerinde sabaha kadar oturuyorum. Sabah 04.30 gibi hoca Allahu Ekber dediğinde, ‘Cenab-ı Rabbim, bugün de sağ çıktım’ diyerek şükrediyorum.” KOAH hastalığı ve akciğerindeki fıtık nedeniyle kalp ritmi baskı altında kaldığı için nefes almakta zorlandığını belirten Işık, “Sırt üstü hiç yatamıyorum. Koltuğun üzerinde sabaha kadar oturuyorum. Herkes uyuyor, ben çocuk gibi ağlıyorum,” ifadelerini kullandı. Sürekli oturmanın kendisine rahatsızlık verdiğini ve hareket etme gerekliliğini hissettiğini de ekledi. Evin içinde dolaşarak nefes almakta zorlandığını ve sık sık hastaneye gitmek zorunda kaldığını vurguladı.
“Allah’ım Ben de Şöyle Yatsam ve Bir Uyusam’ Diye Dua Ediyorum”
Muzaffer Işık, hayatta en büyük dileğinin ayaklarındaki şişliklerin inmesi ve rahatça yatıp uyumak olduğunu belirtti. “Ayaklarım kılcal damarlar tıkalı olduğundan dolayı yukarıya kan basıncı yapmadığı için kangrene çevirdi. Ayaklarım kütük gibi şiş. Kalp damar doktorları, ‘Kan yukarıya sıçrayamadığından ve diz kapaklarının ikisi zayıfladığından ayakların kesilmesi lazım’ dediler. Ancak analiz doktoru, ‘Bu şahsın nefes darlığı olduğu için masada kalması yüzde 90’ diye belirtti. Bakıcım olmadığı için ben bir kardeşimle beraber kaldığımdan dolayı kestirmedim. Sonuçta arkadaşlar da tavsiye etmedi,” diye konuştu.
Işık, hastane yatağı aldığını fakat kaldırdığı zaman nefesinin daraldığını belirterek, “Tekli bir koltuk aldım, onun üzerinde oturuyorum. Sırt üstü yatmayı çok istiyorum. Herkes yattıktan sonra gece 12.00 saatlerinde çocuk gibi ağlıyorum. ‘Allah’ım ben de şöyle yatsam ve bir uyusam’ diye dua ediyorum,” dedi. Vücudundaki yorgunluk nedeniyle tam dinlenemediğini ve uyku sisteminin bozulduğunu ifade etti. “Sandalyede uyuyunca insanlar, ‘Eyvah amcaya bir şey oldu’ diye telaş ediyor. Uyumamaya çalışıyorum ama mecbur gözlerimi kapatıyorum. Boynumda tutulma oluyor. Sanki yel girmiş gibi oluyor, sağa sola bükemiyorum, tutuluyor,” diyerek yaşadığı zorlukları dile getirdi.